Aşk, insanın hayatına mutluluk katan çok derin bir duygu. Aşk anlatılmaz, anlatılamaz. Bazen dipsiz karanlık bir kuyu gibidir, içine düştüğünde bunaltır, hatta öldürür. Bazen mutluluktan gökyüzünde, tozpembe bulutların üzerinde uçuran gezdiren bir olgu.
Aşk mutlaka gençlikte yaşanacak bir duygu değil. İnsanlar tarih boyunca aşkı yaşamış, aşk için kavga etmiş, dövüşmüş, uğrunda savaşmış. Aşk uğrunda acılar çekmiş.
Aysun, çok güzel bir kadın, olgun yaşta, zeki, kültürlü, etkili bastığı yeri bilen bir kadın. Sezgin, emekli olduktan sonra kurduğu küçük çapta bir işte Aysun ile birlikte çalışıyorlar. Her gün beraber olmalarına karşın birbirinden bir o kadar uzaklar. İki yetişkin insanın her gün birlikte olup birbirine ulaşamadıkları bir aşk hikâyesi. Yaşadıkları sevda uğruna ne acılar çektiğini görüyoruz. Daha çok aşk uğruna Sezgin beyin çırpınışı ve yanındaki insana bir türlü ulaşamayışı. Büyük aşklar, sevdalar hep yaşanır, yaşanacaktır, yaşanmalıdır da. Ama hepsi ne yazık ki yolda kalmıştır. Burada anlatılan bir aşk, bir kara sevda. Ne yazık ki oda yolda kaldı.
Hüseyin ERGÜN
GİMSETAP Yayınları
174 Sayfa