Merhaba Sevgili Kitap Dostları Amanos Dağları'nın eteklerinde, gizemli Ocaklı Köyü'nde açtı gözlerini Yaşar Biçer. Babası Mehmet Fevzi'nin toprağa, annesi Hayriye Döne'nin ise yuvalarına adanmış alın terini görerek büyüdü. Ancak hayatın fırtınaları erken koptu, küçücük bir çocukken babasının yokluğuyla sınandı. Omuzlarına binen ağır yüklere rağmen, kitaplara olan tutkusu hiç sönmedi. Zoru severdi, mücadeleden yılmazdı ve bilirdi ki, en derin hikâyeler en zorlu yollardan geçer. Hayatın yollarında savruldu, buna rağmen acılarını kalbine gömdü. Merhaba, dedi hayatın yollarına ve güzelliklerine, yılgınlık sözcüklerini hayatından çıkardı. Çok özel, duygusal ve içtenlik anlatan bir aşkla, yaşantısının yollarına devam etti. Didindi, çabaladı, hiç durmadı ve kalbindeki bir inançla koşuşturdu. Bir zamanlar çaresizlik içindeyken okulu bırakması beklenen o güzel bakışlı, çalışkan çocuk Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni oldu. Binlerce gence ışık oldu, kelimelerin sihrini aşıladı. Şimdi ise emekliliğin huzurunda, bir ömrün birikimini ve Dörtyol'a olan derin bağını satırlara döktü.
11 Aralık 1918
Dörtyol'un kalbine saplanan bir Fransız süngüsü. O gün, sadece bir şehir değil, bir ulusun onuru, toprağı ve geleceği işgal altındaydı. Ancak esaret zinciri, bu toprakların insanına yabancıydı. Karanlığın en derin anında gökyüzüne sızan ay ışığı, bir umut feneri gibi Amanos Dağları'nın zirvelerine vurdu. O zirvelerde, işgale boyun eğmeyen, gözlerinde öfkenin değil, inancın ateşi yanan direnişçi vatanseverler, sessizce bekliyordu. Onlar, sırtlarında vatanlarının yarası, yüreklerinde şehitlerin ahı ile ay ışığının rehberliğinde, düşman hatlarına sızan isimsiz kahramanlardı. Her bir adımları, sadece bir dağ yolunu değil, bir milletin özgürlük destanını yazıyordu. "Ay Işığında Öfke'' adlı roman, tarihin tozlu sayfaları arasında kaybolmaya yüz tutmuş bir direnişin destanı değil, kanlı bir gerçeğin, bir özgürlük mücadelesinin romanıdır. "Ay Işığında Öfke'' bir milletin ruhundaki, o derin, o sessiz çığlığı ve o kutsal öfkeyi anlatır. Her bir karakter, o günlerin sancılarını, çaresizliğini ve yeniden dirilişin inancını okuyucunun ruhuna fısıldar. Bu roman, sadece bir direniş değil, bir halkın ruhunu yeniden keşfettiği bir yolculuktur. Unutulmamalıdır ki, tarihin en büyük destanları, en derin karanlıkta ve ay ışığının altında yazılır. En derin sevgi, saygılarımla...
855 Sayfa