1453… Konstantiniyye'nin surları sadece taşla değil, sırlarla da örülmüştü. Bir Osmanlı akıncı beyi olan Musa, yüreğini vatan toprağına mühürlemişti. Ancak kader, kalbine Dela'yı yazdı — bir sır gibi, bir düş gibi... Dela, hem zekâsı hem güzelliğiyle fethin gölgesinde parlayan bir ışıktı. Ama her ışığın gölgesi olurdu. O gölgede, eski bir dost gizlenmişti: Ömer. Aşk, ihanet ve fethin iç içe geçtiği bu hikâyede, yalnızca şehir kuşatılmıyor; kalpler de kuşatma altına alınıyor. Bir bakış, bir söz, bir suskunluk... Hepsi bir kaderin taşlarını yerinden oynatıyor. Tarihin en büyük fethinin ardında, en derin aşk ve en keskin ihanet yatıyor. Bu sadece bir tarih romanı değil. Bu, unutulmaz bir kalp hikâyesi.
100 Sayfa
Internet Explorer tarayıcısının 9.0 ve daha eski sürümlerini desteklememekteyiz. Web sitemizi doğru görüntüleyebilmek için tarayıcınızı güncelleyebilirsiniz, güncelleyemiyorsanız başka bir tarayıcıyı ücretsiz yükleyebilirsiniz.